Bunu okuduğunuzda belki mutsuz, belki umutsuz belki de ruhu yorgun olanlar vardır aranızda. Bu yazdıklarımı sizlere armağan ediyorum. Belki yüzünüz güler, belki umutlarınız yeniden çiçek açar…
Bizim ne yaptığımızın değil onların ne yapacaklarıydı asıl önemli olan…
Kim bilebilir ki hayalini bile kuramadığı bir yere geleceklerini. Çekingen ürkek bakışlarla gelip, gözyaşlarıyla gideceklerini nereden bilebilirlerdi ki?Başlangıcı farklı ama sonu hep aynı olan bir projeydi ve bitti.
Bir şey yapıyorum, yürüyorum yemek yiyorum, konuşuyorum. Yani her zaman yaptığım şeyleri yapıyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içindeyim. Sanki içimde derin bir hiçlik var. Şuan size yaşadıklarımı daha güzel anlatabilmek için binlerce kitap okumak isterdim ama yine de hissettiklerimi anlatmaya yeter mi; zannetmiyorum. Sanki ömrüm boyunca bu hisleri kelimelere dökemeyecekmişim gibi, hep yarım yamalak eksik kalacakmış gibi.
Tanımlayamıyorum.
Birebir şahit olunması, yaşanması gereken duygular bunlar ve o duyguların içinde kaybolunması gereken güzellikler. Size bakarken gülümseyince kısılan o gözler, meraklı bakışlar, abla abi diye peşimizden koşturmacalar…
Kim bu tarifsiz duyguların içinde kaybolmaz ki?
‘’İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor, ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor…’’
Ne mutlu ki o ışığı görmemizi sağlayan İLKYAR var. Kapkara bulutların arkasında parıldayan binlerce çocuğa ulaşmaya çalışan abi, ablalar var. Hepsine ulaşabilir miyiz bilmiyorum ama gidebildiğimiz her yerde bizden bu bayrağı alacak nice çocuk olduğunu biliyorum.
O çocuklardan biri olan Hilal gitmeden önce sarılarak şu sözlerdi fısıldadı Ferdi abisinin kulağına, sadece Hilal’in değil tüm çocukların ortak sözüydü bu aslında:
“Ferdi abeyy, benim iki abim vardı gelmeden önce şimdi üç abim oldu. Tıpkı senin bizden istediğin gibi söz veriyorum sürekli okuyacağıma, sonra da buraya gelip sizin gibi gönüllü olacağım. Bize bu mutluluğu yaşattığınız için size çok teşekkür ederim.“
Bana dünyadaki en büyük mutluluğu sorsalardı bu duyguları yine anlatamazdım ama tam olarak da buydu aslında. Sizin yüzünüzdeki tebessüm, benim için eşi benzeri olmayan değeri ise paha biçilemez bir mutluluk. Aslında biliyor musunuz ben size teşekkür ederim. Sizinle geçirdiğim her güne binlerce kez teşekkür edebilirim. Bana bu duyguları yaşatabilen sadece sizlerdiniz. Umuyorum ki benim hissettiğim kadar bile olmasa sizin de o tebessümünüzden öte mutluluklar, umutlar bırakabilmişizdir size.
Umut edin abiciğim. Umut etmeyi ve hayal etmeyi hiç bırakmayın, bir de o tebessümünüzü. Hayatınız çok daha kolay ve güzel olacak. Bir tebessümünüzle bana hissettirdiğiniz duygular ilerde sizinle birlikte birçok insana hissettirilecek. Kalbiniz gülsün.
Tıpkı benimkini güldürdüğünüz gibi.
Kalbi güzel çocuklar.
Büyüyünce hiç değişmeyecek kalbi güzel insanlar olmanız dileğiyle.
Sizleri çok sevdim. Ve bu sevgi hep bende kalacak. Siz de sevmeyi unutmayın.
Benden başlayın hatta herkesi her şeyi sevmekle başlayın.
Unutmayın Dünyayı sevgi kurtaracak.
Hilal ve bütün çocuklara…
Ferdi KASIM
Mersin Üniversitesi